BABAYAGMUR BABAYAGMUR BABAYAGMUR BABAYAGMUR BABAYAGMUR BABAYAGMUR BABAYAGMUR BABAYAGMUR BABAYAGMUR BABAYAGMUR BABAYAGMUR BABAYAGMUR BABAYAGMUR BABAYAGMUR Sayfa BABAYAGMUR BABAYAGMUR BABAYAGMUR BABAYAGMUR " allowscriptaccess="always" width="193" height="230">

   
 
  Ah Babayagmur Ah
 Babayağmurum. Doğasıyla, insanıyla, tarihiyle gıpta ile bakılan Babayağmura bişeyler oldu sanırım. Müthiş bir suskunluk, Sanki çok geçmiş yıllardan kalma bir yorgunlukla, ölüm uykusuna yatmış bir hasta gibi sessiz ve durgun Babayağmur. Hep bekliyoruz. Bir şey olacak, olmalı, canlanmalı Babayağmur, bunun için gerekli tüm dinamiklere sahip bir köy. Ama nafile bir bekleyiş... Olmuyor. Hiçbir yerde hiçbir şeyde bir kıpırtı yok. Millet iyice içine kapanmış. Eski komşuluk ilişkileri bile bitmiş. Bir komşuya gitsen Misafir karşılamsı ile karşılanıyorsun kek çay, kuruyemiş... İnsanlar bu protoköl tipi karşılamalardan Komşuyada gidemez hale gelmiş. Şimdi bahçeli olan evlerin;
 
 
 
kapı önlerinde
 
 
 
 
balkonlarında gölgeye oturup sadece etrafa bakınıyorlar, sessiz ve anlamsız bir şekilde.
 
 
 
 
Eskiden olduğu gibi
 
 
 
 
Korkmanıza gerek yok artık. Çocuklar bahçelerden meyva kaçırmıyor,
 
 
 
 
salatalık salatalık yolmuyor artık.
 
 
 
 
Rica minnet veriyorsun bir çocuğu eline meyveyi. Zaten meyvelerde bir garip olmuş şimdi. Eskisi gibi parlayıp, kokmuyor, nerde o eski iştah kabartmalar.
 
 
 
 
Yol kenarlarında kaysıların üzeri tozlanmış,bir Allahın kulu dönüp bakmıyor.
 
 
 
 
Alta dökülenler karıncalara emanet. Ordan buradan davullar sesleri geliyor gümbür gümbür dinleyen
 
 
 
 
Davulları çaldırandan başkası değil. Öyle eskisi gibi halay çekip yoldan toz çıkartmak yok artık. İnanın cenaze merasimleri bile düğünlerden daha canlı. ... Sanırım hayatın değişmez gerçekleri daha bir ilgi uyandırıyor artık insanlarda. Köyün üzerine ölü toprağı serpilmiş gibi.
 
 
 
 
Sessiz,
 
 
 
 
Sakin,
 
 
 
 
Hurdaya çıkmış bir araba gibi.
 
 
 
 
Olduğu yerde bekliyor.
 
 
 
 
Kıpırtısız.
 
 
 
 
Çaresiz.
 
 
 
 
 
...
bazen bellirli bir dönem,
belirli bir süre,
varıyordu ha, geliyordu ha... Sonra; Sıfır sıfır elde var yine sıfır. Köy diyince aklıma
hep bu hesap geliyor artık. Sıfır sıfır elde var yine sıfır. Bu köyü cana getirmek lazım. Bir çıngı, Bir atılım. Birkaç on kişinin çalışabileceği bir yatırım. Başpınarı yeniden sulanır hale getirmek,
karadiğine yine eskisi gibi patetes mısır ekmek, eskiden olduğu gibi yine bağlara kaysı badem dikmek...
Bunlar için gayrete gelmek, gayrete getirilmek gerekliliği vardır.
... Bir derin kuyumuz var öylesine bekleyen... Neden vurulduğu,
neden beklediği
bilinmeyen,
ne zamana kadar bekleyeceği meçhul,
kim tarafından çalışır hale getirileceği hesap edilemeyen.
...
Öylesine bom boş duran. Tarlalarımız,
Hemde uçsuz bucaksız,
ekip biçip, götürüp ofise attığımız buğdaylarımız,
ÇÖandıra götürüp unla değiştirdiğimiz ürünlerimiz. Pazardan peynir alırken
Öldüm parasına Yimpaşa, Yalçınlara sattığımız sütlerimiz, Hani
mavimtrak yada bem beyaz pet şişeler üzerinde yazar
“doğal kaynak suyu, doğal menba suyu “diye, Köyün her tarafından boşa akıtıp heder ettiğimiz kaynak sularımız menbalarımız,
...
Gidip Sarıkayadan hazır yem alırken, Dağda taşta kuruyup heder ettiğimiz otlarımız.
...
Koyuna, sürüye, çobana hasret kalmış uçsuz bucaksız meralarımız. .....
Herkesin birbirinden beklediği Bir atak
bir hamle
bir adım.. Bu öyle bir beklenti ki Birlikte beklemekten ölüm sessizliğine gömülmüş sevgili köyüm. Her seçim döneminde sırayla sayılan yoklarımız. Sonra unutulan umutlarımız. Hizmet Belediyeden maaş almakla verilir inançlarımız. Seçimlerde profesör olan sonra saflaşan, salaklaşan insanlarımız.
 
 
 
 
 
 
 
 
Ahhh Babayağmur ahhh. Sağdın sütü mayalayıp yoğurt yapıp satamazmısın sen. Ah Babayağmur ah... Biçtiğin buğdayı un edip satamazmısın sen... Ahhhh Babayağmur ah. Gidip Avrupalarda gavur kahrı ile kazandığın parayı Yimpaşa, ite kurda yedirenece Köyüne, çocuğuna bir iş açamazmısın sen. Bir sürü ahlar bir sürü vahlar. Ah ile anılacak köymüydün sen be Babayağmur. ... Yazın köye gittim... Bu güne kadar yapılan en güzel bir çalışma. Köyün altına yeni bir yol açılmış. Duvarların gerisinden görünüyor. Yine kıvrım kıvrım Babayağmur usulü. Ama bu yolun girişini bulmak çok zor biliyormusunuz. Sonra... Garip ama; bu yol hiçbir yere gitmiyor. Hani şoför eğitim pistleri vardır, bir sürü tabela kavşak, trafik lambası ile domaltılmış, bulunduğu şehirden ayrı eğitim dışında hiçbir işe yaramayan. Bizim yollarda biraz ona benzemiş, tek eksiği tabellelar ve trafik ışıkları. Arabayla yada yayaya olarak girip dolaşayım desen gülerler insana. Lütfen... Bahar geldi artık. Havalar çalışmak için çok uygun. Bu yolların açılmasındaki iyimserlik havasıda devam ederken. Köyün muhtelif yerlerinden bağlantılar verelimde şuraya. Yol üzerinden gidilirse yol olur ancak. İşlerlik kazandıralım şunlara. Yani Belediyeden çıkan vatandaş, bağlara dağlara doru gidip çıkmasın ana yola. ... Diyeceksiniz ki, -Söylemek kolayda; -Bu işler lafla olmuyor... ... Biliyorum hizmet üretmek çok kolay bir iş değildir. İmkan lazım, kaynak lazım, destek lazım. Bizim imkanlarımız belli. Tabi bunların hepside doğru. Ama; Şunu da biliyorum ki. Bir iş için önce; İstek, İstek gereklidir. Diğerleri isteğin şiddeti ve gücüne göre sonradan tamamlanır. Hani derler ya; Azmin elinden hiçbir şey kaçamazmış... Birazcık daha azim. Lütfen. Sevgi ile.
 
 
 
 
 
 
 
(गुवें)
 
 
 
 
 
(Resim
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
adresinden alınmıştır)
 

B A B A Y A G M U R
 
Kullanıcı adı:
Şifre:
Facebook
 
muhasebe
 

Sitene Hava Durumu Ekle
Sitene Altın Fiyatları Ekle
Sitene Döviz Kuru Ekle
Sitene Gazete Ekle
 
ttp://in.sitekodlari.com/mebhaber6.js">
 
 
IP adresi tütüne son
 
Bugün 6 ziyaretçi26942 kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol